Hampartsum ve Şaraganlar_İstanbul 2010 Kültür Başkenti
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri arasında yer alan Sesin Bekçisi: Hampartzum Notası başlıklı proje kapsamında hazırlanan Hampartsum ve Şaraganlar mini belgeseli.
Yapım:Sar Tv Yapım
Yönetmen:Sayat Dağlıyan
Kamera: Garo Vram Babayan,Sayat Dağlıyan
Işık:Onur Barış
Surp Yerrortuyun(Beyoğlu Üç Horan) Ermeni Kilisesi Korosu
Baş Muganni ve Şef: Nişan Çalgıcıyan
Hamparsum Limonuyan yaklaşık 200 yıl sonra Kalan Müzik tarafından yayınlanan bir müzik albümü ve arşiv sergisi ile anılıyor. Danışmanlığını Peder Krikor Damatyan, müzikolog Aram Kerovpyan ve Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi Başmugannisi Nişan Çalgıcıyan'ın üstlendiği Sesin Bekçisi: Hampartzum Notası başlıklı proje, İstanbul 2010 Kültür Başkenti'nin son faaliyetlerinden biri olarak da dikkat çekti
Hamparsum Limoncuyan (1768-1839). Hayatı ve Hampartsumyan Nota Sistemi
Hampartsum, Baba Hampartsum, Hampartsum Ağa, Hampartsum Limoncuyan gibi isimlerle bilinen Ermeni asıllı nota mucidi ve bestekar, 1768 yılında İstanbul'un Beyoğlu semtinde(Eski adıyla Pera) Ağa Camii yakınlarında Çukur sokakta bir evde doğdu. Babası Serkis Limoncuyan, annesinin adı Gaderina'dır. Aslen Harput'lu olan ailesi göç ederek İstanbul'a yerleşmiştir. Fakir bir ailenin çocuğu olan Hampartsum, ilkokulu bitirdikten sonra eğitimine devam edememiş, bir terzinin yanında çırak olarak çalışmaya başlamıştır. Ancak musikiye olan düşkünlüğü nedeniyle kiliselere devam ederek musiki öğrenmeye çalışmış, Ermeni kilise musikisini, Kayseri'li Krikor Kabasakalyan(1736-1808) ve Zenne Boğos'dan(1746-1826) öğrenmiş, ardından tanınmış, zengin ve musikisever bir Ermeni ailesi olan Düzyanlar tarafından himaye altına alınmıştır.
Musiki bilgisini günden güne ilerleterek çağının musiki ustalarıyla çalışmalarda bulundu. Bir taraftan Ermeni kiliselerinde korist olarak çalışırken diğer taraftan da musikişinas mevlevilerin aracılığıyla Türk sanat ve musikisini yakından tanıma olanağı bulduğu mevlevihanelere devam etti. Beşiktaş Mevlevihanesi'nde kudümzenlik yapan büyük dede İsmail efendi'den dersler alarak III. Selim'in huzuruna kabul edildi.
Sanatkar bir Padişah olan III. Selim, musikimizde nota yazısının bulunmaması ve bunun sonucu olarak da binlerce musiki eserinin hafızalardan silinmesi hususundaki endişelerini her vesile ile belli etmiş ve bir nota sisteminin bulunmasını emretmiştir. Abdülbaki Nasır Dede'nin de nota çalışmalarının rastladığı bu yıllarda Hampartsum, III:Selim'in emriyle kendi adını taşıyan notayı buldu. Hampartsum notası, batı notasının kesin yerleşmesine kadar çok tutulmuştur.
Bu nota sisteminin en belirgin özelliği, seslere karşılık olan işaretlerin kendi buluşu olması ve soldan sağa yazılmasıdır. Hampartsum, XVIII. Yüzyıl Türk Klasiklerini bu nota ile 6 defter halinde yazmış, bu defterlerden dördü kaybolmuştur. Diğer ikisi ise İstanbul Belediye Konservatuarı kütüphanesi ve İstanbul Belediye kütüphanesindedir. Yazdığı yüzlerce Peşrev ve saz semaisinin büyük bir bölümü 1875′de Mandoli Yarutin Havadurin tarafından kopya edilerek Ankara Radyosuna verilmiştir.
Tambur ve keman çaldığı ileri sürülen Hampartsum, yaşadığı sürece ün kazanmış, bir bestekar olarak günümüze Ermenice fakat Türk makam ve usulleriyle yazılmış ilahilerden başka saz semaisi, beste, aksak ve yürük semai ve şarkı formlarında bazı eserleri gelebilmiştir.
Hampartsum Limoncuyan, öncelikle oğlu, Tanburi Aleksan Ağa, Bedros Çömlekçiyan, Aritakes Hovhannesyan'ın da aralarında bulunduğu pekçok talebe yetiştirmiştir. Oğlu Zenop Limoncuyan(1810-1866), ağabeyi Hovhannes'den ney üflemeyi ve imal etmeyi öğrenmiştir.
Hayatını musikişinasla kazanan Hampartsum Limoncuyan, 1839 yılında 71 yaşındayken Hasköy'deki evinde ölmüş ve Surp Agop Ermeni Mezarlığına gömülmüştür.